Karma Eğitime Ne Zaman Geçildi KPSS? Ezberi Bozalım, Veriye Konuşalım
Sert söyleyeceğim: “Karma eğitime ne zaman geçildi?” sorusunu tek tarihle açıklamak, eğitimi siyaset bültenine indirgemektir. KPSS’de işinizi görecek bir “kısa cevap” var, doğru. Ama bu cevap, sınıfların kapısını açan toplumsal dönüşümün yalnızca hukuki etiketidir. Eğitim tarihi, tek imza ile dönmez; öğretmen yetiştirme politikası, aile rızası, okul altyapısı ve yerel uygulamalar birlikte döndürür. Hadi, sloganı rafa kaldırıp resmi büyütelim.
KPSS’nin Hoşlandığı Kısayol: 1973
Kamu personeli sınavlarında karşınıza çıkabilecek “standart” referans şudur: 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu (1973), “karma eğitim esastır” diyerek devletin eğitim felsefesini norm hâline getirdi. Ezber kolaydır, tartışmayı susturur; fakat gerçeği de budar. Çünkü bir ilkenin “esastır” diye yazılması, onun zaten sahada yaygın bir pratik olduğunun geç tescilidir. Peki o pratik nereden doğdu?
Arşivlerin Söylediği Uzun Hikâye: 1924–1940 Arası Basamaklar
1924’te Tevhid-i Tedrisat, eğitim yetkisini tek elde toplayarak ikili yapıyı kırdı ve karma eğitim için kurumsal manivela sağladı. İlköğretimde kız ve erkek öğrencilerin aynı okulda bulunması hem bütçe rasyonalitesi hem de “eşit yurttaşlık” iddiası nedeniyle yaygınlaştı. 1930’larda ortaöğretimde karma sınıflar arttı; 1940’ta Köy Enstitüleri karma eğitimi yalnızca “aynı mekân” değil, “aynı üretim ve öğrenme deneyimi” olarak kurguladı. Kısacası, 1973’teki hüküm bir başlangıç düdüğü değil, uzun bir koşunun bitiş çizgisindeki protokol fotoğrafıydı.
Zayıf Halkalar: “İlke Var, Politika Nerede?”
Karma eğitim bir ilke olarak yazıldı; peki uygulamanın kırılgan noktaları neydi?
- Öğretmen yetiştirme: Sınıfın kültürünü dönüştürecek pedagojik formasyon olmadan, karma eğitim mekân paylaşımına sıkıştı. “Birlikte öğrenme” yerine “yan yana oturma” üretildi.
- Ölçme-değerlendirme: Cinsiyete duyarlı veri toplanmayınca, kız ve erkek öğrencilerin başarı/tercih farkları “bireysel mesele” gibi yaftalanıp sistemin radarından kaçtı.
- Okul iklimi ve güvenlik: Ergenlik döneminde akran zorbalığı ve tacizle mücadele protokolleri zayıf kalınca, eşitlik ilkesinin gölgesinde eşitsizlikler büyüdü.
- Altyapı ve rehberlik: Kalabalık sınıflar ve yetersiz rehberlik hizmetleri, karma eğitimin “sosyal öğrenme” vadini kemirdi.
Bu zayıf halkalar, “karma eğitim işe yarar mı?” sorusunu ideolojik arenadan çıkarıp kanıt zemine davet eder: Hangi okul ikliminde, hangi rehberlik kapasitesiyle, hangi öğretmen eğitiminde?
Provokatif Sorular: Sınav Şıkkını Değil, Siyaseti Terletelim
- Karma eğitim gerçekten 1973’te mi “başladı”, yoksa o yıl yalnızca adı kondu ve daha eski bir pratiğin hukuki mührü mü vuruldu?
- “Bir lider getirdi” anlatısı, öğretmenin sınıftaki emeğini ve ailelerin kültürel risk almasını görünmez kılarak politik sermayeye mi dönüşüyor?
- Veri olmadan ilke ilan etmek, eşitliği metin düzeyinde üretip gündelikte tüketmiyor mu?
- Karma eğitim tartışmalarında neden hâlâ rehberlik birimleri, güvenli okul protokolleri ve cinsiyete duyarlı ölçme ikinci planda?
KPSS İçin Doğru, Eğitim İçin Yetersiz Cevap
Evet, “Karma eğitime ne zaman geçildi KPSS?” sorusuna sınav protokolü gereği “1973 – 1739 sayılı Kanun” yanıtını vermek pragmatik bir strateji. Ama eğitim politikası dersinde bu yanıt, düşük not alır. Çünkü eğitimin dönüşümü bir ekosistem sürecidir: 1924’te kurumsal zemin, 1930’larda ortaöğretim genişlemesi, 1940’ta sahici saha pratiği ve nihayet 1973’te normatif ilke.
Bu tablo bize şunu söyler: İlke metne girdiğinde iş bitmez; asıl iş o andan sonra başlar. Öğretmen eğitimi güncellenmezse, rehberlik güçlendirilmezse, okul iklimi güvenli hâle getirilmezse “karma” yalnızca bir kelime olarak kalır.
Sonuç: Tarihi Bir Tane Tarihe Sığdırmayın
Karma eğitimin gerçek tarihi, tek bir yıl değil bir dizilimdir. KPSS’de kutucuğu işaretlemek için 1973 doğrudur; fakat sınıfın kapısını gerçekten açan, 1924’ten itibaren biriken idari, pedagojik ve toplumsal basınçtır. O hâlde asıl mesele şudur: Karma eğitimi nasıl daha adil, daha güvenli, daha etkili kılacağız? Cevap; metinlerde değil, öğretmen odasında, rehberlik servisinde ve okul koridorlarında aranmalıdır. Sınavın hoşlandığı tarihle yetinirsek, eğitimin hak ettiği geleceği ıskalarız.